Yazı İçerikleri
Kalp Krizi Nedir?
Kalp krizi ya da diğer adıyla miyokardinal infarkt; koroner arterlerin tıkanması ya da aşırı daralması sonucu kalp kasına giden kan akışının durmasına verilen isimdir. Kalbin yeterli oksijen alamaması sonucu ani olarak oluşan kalp krizinin en temel belirtisi kalp ağrısı olarak da adlandırılan şiddetli göğüs ağrısıdır.Kalp, oksijen ve besin maddeleri taşıyan kanı pompalayarak vücudun diğer bölgelerine dağıtan, elektrikle çalışan hayati organdır. Vücudun en güçlü kası olan kalbin içinden dakikada yaklaşık 5 litre kan geçmektedir. Kalp tüm vücuda gerekli kanı pompalarken, kendisi de koroner arter adı verilen damarlarla beslenir. Koroner arterlerde; yağ ve diğer maddelerin birikmesi sonucu daralma veya tıkanma oluşabilir.
Kalp hayati bir organdır ve kalp krizi tıbbi acil bir durumdur. Kalp krizi sırasında, kalp kasının bazı kısımları yeterli oksijen alamadığı için hasar görebilir veya ölebilir. Kalp kasının hasar görmesi; kalp fonksiyonlarını kalıcı şekilde etkileyebilir ve hatta ölüme yol açabilir. Bu nedenle kalp krizine erken müdahale edilmesi önemlidir. Kalp krizine erken müdahaleyle hayati risk azaltılabilir ve kalp kasının zarar görmesi önlenebilir.
Kalp Krizi Çeşitleri Nelerdir?
Koroner damarlardaki tıkanıklıkla birlikte kalp kasına giden oksijenin ve kan akışının kesilmesi durumu olan kalp krizi, kendi içinde 3 alt tipe ayrılır.
Kalp krizinin 3 çeşidi şöyledir:
- ST yükselmeli miyokard enfarktüsü (STEMI)
- ST segment yükselmeli miyokard infarktüsü (NSTEMI)
- Koroner atardamarlarda kasılma (koroner spazm)
Kalp Krizi Nedenleri
Kalp kasının düzgün çalışabilmesi için oksijence zengin kana ihtiyacı vardır. Kan damarlarında biriken yağ, kalsiyum ve bazı enfeksiyonlar plak oluşumuna neden olur. Bu plaklar damarların daralmasına ve hatta tıkanmasına yol açar. Yüksek kolesterol (LDL) ve yüksek trigliserid değeri sonucu damarlarda sertleşme, kalınlaşma ve tıkanma meydana gelebilir. Kalp krizi kalp damarlarının kan akışına müsaade etmeyecek biçimde tıkanması sonucu olur. Tıkanan damarlar nedeniyle kan akışı yavaşlar ya da durur. Kalp krizinin nedeni; oksijensiz kalan kalp kasının hasar almasıdır.
Kalp krizi; mevsim koşullarına bağlı olarak özellikle kış aylarında soğuktan, ağır fiziksel iş yükü ve yetersiz dinlenmeden, gece geç saatlerde aşırı yağlı ve çok yemek yemekten ve yaşanan ani duygu durum değişikliklerinden tetiklenebilir. Daha önce kalp krizi geçiren kişilerde kalp krizi yaşanma ihtimali daha yüksektir.
Kalp Krizi Risk Faktörleri
Kalp krizi riskini artıran risk faktörleri; değiştirilebilen ve değiştirilemeyen faktörler olarak 2 grupta değerlendirilir.
Kalp Krizinin Değiştirilemeyen Risk Faktörleri
- Genetik faktörler
- Ailede erken yaşta kalp krizi öyküsü bulunması
- İlerleyen yaş
- Erkek olmak
Yukarıdaki faktörler yapısal ve değiştirilemezdir. Bu nedenle risk grubunda bulunanların rutin kontrollerini aksatmaması ve değiştirilebilir faktörlere dikkat etmesi önemlidir. Kalp krizinin değiştirilebilir risk faktörleri yaşam alışkanlıklarının değiştirilmesi ile kontrol altına alınabilir.
Kalp Krizinin Değiştirilebilen Risk Faktörleri
- Obezite
- Sigara içmek ve pasif olarak dumanına maruz kalmak
- Yüksek kan basıncı (hipertansiyon)
- Diyabet
- Kan yağlarının yüksek olması (Yüksek kolesterol – LDL ve Trigliserid değeri)
- Yüksek stres
Düzenli egzersizin yokluğu, yüksek stres, sosyal izolasyon ve mutsuzluk, kötü beslenme kalp sağlığını olumsuz etkileyen, dolayısıyla kalp krizine neden olan faktörlerdir. Genel vücut sağlığının ve kalp sağlığının iyileştirilmesi için düzenli ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları geliştirmek gereklidir.
Kalp Krizi Belirtileri
Her hastada kalp krizinin her belirtisi görülmez. Bazı durumlarda da kalp krizi belirtileri ile diğer hastalıkların semptomları birbirine karıştırılır. Sindirim sisteminin hastalıkları özellikle yoğun gaz sancısı ile kalp krizi birbirine sıkça karıştırılır. Bunun dışında panik atak ve anksiyete nöbetleri de kalp kriziyle karıştırılabilir. Solunum yolu hastalıkları göğüste ağrı ve sıkışmaya neden olabilir, nefes darlığı yapabilir. Bu nedenle kişinin kalp krizi geçirdiğinden emin olması kolay olmayabilir. Öte yandan kişinin herhangi bir solunum sistemi hastalığı bulunmuyorsa, göğsünde ağrı ve sıkışıklık hissine neden olabilecek başka bir hastalığı yoksa bu belirtiyi ciddiye almalıdır. Göğüsteki ağrılar kalp krizinin tipik belirtilerindendir. Ancak altta yatan bilinen bir neden yoksa kalp krizi belirtileri ciddiye alınmalı ve izlenmelidir. Kalp krizinin hayati bir tıbbi durum olduğu unutulmamalıdır. Özellikle risk grubunda bulunan kişilerin, belirtilerini izlemeleri hayati önem taşımaktadır. Kalp krizi belirtilerini gösteren kişi ya da yakınları kısa süre içinde hastayı sağlık kuruluşuna ulaştırmalıdır.
Göğüs Ağrısı: Kalp krizlerinin birçoğunda hasta göğsünde şiddetli bir ağrı tarif eder. Bu ağrı; baskı, sıkışma ve ağırlık hissine neden olabilir. Kalp kasının yeterli oksijen alamamasına bağlı olarak göğüste ağrı ve sıkışma hissi oluşur. Ağrı birkaç dakika sürüp sonra hafifleyebilir. Göğüsteki ağrı aynı gün içinde ya da ertesi birkaç gün boyunca tekrarlayabilir. Göğüsteki ağrı, vücudun üst sol bölümüne yayılabilir. Özellikle vücudun soluna doğru; kollarda, omuzlarda, sırt, çene ve boyunda ağrı hissedilebilir. Kalp krizinin bu belirtisine yansıma ağrı da denir. Göğüs ağrısı vücudun üstüne doğru yayılabildiği gibi, karna doğru yayılan ağrı da kalp krizi belirtisi olabilir.
Nefes Darlığı: Kalp krizinin en yaygın belirtilerinden biri de nefes darlığıdır. Kalp kası yeterince oksijen alamayan hasta solunumda güçlük çeker. Bunun sonucunda kısa ve kesik nefesler alabilir, ne kadar nefes alırsa alsın yeterli gelmeyebilir. Çoğu zaman solunum sisteminin hastalıklarının habercisi olmasına rağmen nefes darlığı; kalp hastalıklarında ve kalp krizlerinde tipik bir belirtidir.
Çarpıntı: Kalbin yeterince oksijen alamaması sonucunda, kalbin olağan ritmi değişir. Kesik ve hızlı nefese eşlik eden yüksek kalp ritmi kalp krizinin belirtilerinden biridir. Kalp krizi geçiren hasta yoğun bir panik ve evham duygusuna kapılabilir.
Terleme: Kalp krizi geçiren kişilerde kaygı, çarpıntı ve yüksek oranda terleme birlikte görülebilir. Kişi bedensel aktivitesinin yoğunluğundan bağımsız olarak durduğu yerde terleyebilir. Soğuk soğuk ya da aşırı miktarda terlemek kalp krizinin belirtilerindendir.
Halsizlik ve Baş Dönmesi: Kalp, akciğerlerde temizlenmiş kanı (oksijeni bol) tüm vücuda pompalar. Böylece vücudun organlara, dokulara ve hücrelere faaliyetleri için gerek duydukları oksijen kan yoluyla ulaştırılır. Kalp krizinde kan yeterli miktarda kanı pompalayamaz bu durumda kişi halsizlik ve kafa bulanıklığı yaşayabilir.
Bulantı ve Kusma: Midede yanma, hazımsızlık, mide bulantısı kalp krizinin belirtilerindendir. Kalp krizinin en sık karıştırılan belirtileri sindirim sisteminden kaynaklı şikayetler olmaktadır. Gaz sancısının sıkışma hissi, soğuk terlemeye göğüste sıkışmaya ve nefessizliğe sebep olabilir. Bu semptomların birbirine sıkça karıştırılmaktadır.
Kadınlarda Kalp Krizi Belirtileri Nelerdir?
Kalp krizinin kadınlardaki belirtileri, genel kalp krizi belirtilerine benzerdir. Yansıyan göğüs ağrısı; özellikle omuz ve kollarda hissedilebilir. Sırt ve boyunda sebebi bilinmeyen ağrılar yaşanabilir. Kadınların kronik sırt ve boyun ağrıları yaşaması yaygın bir durumdur. Bu nedenle birçok kadın; kalp krizinin belirtilerini değerlendirmekte zorlanabilir. Bu durumda; eşlik eden diğer belirtiler izlenmelidir. Kalp kasının oksijensizliğine bağlı olarak günlerce sürebilen yorgunluk, uykusuzluk ve sindirim problemleri yaşanabilir. Anksiyete, evham ve kaygı hali kadınlarda kalp krizi belirtilerindendir.
Kalp krizi hayati bir tıbbi acil durumdur. Öte yandan diğer tıbbi durumlar da kalp krizi belirtilerine benzerlik gösterebilir. Böyle durumlarda önemli olan; özellikle risk grubunda bulunanların her türlü belirtiyi ciddiye alarak sağlık kuruluşuna başvurmalarıdır. Kalp krizine müdahale, hayat kurtarıcı olabilmektedir.
Kalp Krizi Tanısı
Kalp krizi tanısı hekim tarafından konulabiliyor. Bu tanı için en önemli iki bilgi, hastanın şikayetleri ve EKG’sinin değerlendirilmesiyle sağlanıyor. EKG (elektrokardiyografi) bulguları tipik olarak kalp kriziyle uyumluysa ve hastanın şikayetleri kalp krizine uyuyorsa, tanı konuluyor ve derhal tedaviye başlanıyor.
Bazı durumlarda EKG bulguları belirgin olmayabiliyor. Bu durumda kalp kasının zarar görmesi sonucu kanda yükselen bazı enzimler ölçülür. Kreatinin kinaz, troponin ve miyoglobin değerleri kalp krizi tanısı için değerlendirilebilir. Bu kan testleri tanı koymada yardımcı olsa da, ancak belirli bir süre geçtikten sonra yükselmesi gibi bir dezavantajı bulunuyor. Bu nedenle hekim tarafından ekokardiyografi ya da anjiyografi tetkikleri istenebilir.
Kalp Krizi Tedavi Yöntemleri
Kalp krizinin erken tanı ve tedavisi kalbin aldığı hasarı azaltmaktadır. Kesin kalp krizi tanısı konmadan önce sadece şüphe halinde bile çeşitli tedaviler uygulanır.
Kalp krizi acil müdahale gerektiren hayati bir tıbbi durumdur. Kalp krizi geçiren kişiye uzmanlar tarafından öncelikle kan sulandırıcı, pıhtılaşma geciktirici ilaçlarla müdahale edilir. Böylece göğüs ağrısı azaltılıp kan akışı iyileştirilir. Bu uygulama hekim uygun gördüğünde kalp krizinin kesin tanısı olmadan, kalp krizi şüphesinde de uygulanabilir.
Pıhtılaşma önleyici ilaç gruplarıyla yapılan tedaviye trombolitik tedavi adı verilir. Damar içinde oluşmuş olan pıhtıyı eritmeye yönelik damar yolu ile pıhtı eritici ilaçları uygulanması yöntemidir. Bu ilaç tedavisi kalp krizinden sonraki ilk 6 saat içinde etkilidir, tanı konar konmaz uygulanmalıdır.
Trombolitik ilaçların ciddi kanama yapıcı yan etkileri olduğundan koroner anjiyografi imkanları olmayan bölgelerde yaşayan sınırlı hasta grubunda tercih edilmektedir.Perkütan Koroner Girişimler adı verilen bir diğer teknikle, tıkanmış veya daralmış olan damarlar açılır. Bu işlem cerrahi işlem değildir. Kol veya kasık damarının içinden ince, plastik, ucunda balon bulunan, bir tüpün (kateter) damar içinde ilerletilmesi ve darlık seviyesine gelindiğinde balonun şişirilerek damardaki plak ve pıhtının damar duvarına yapıştırılması suretiyle tıkalı olan damarların açıldığı bir yöntemdir.
Bu müdahale sonunda kan damarındaki kanın akımı sağlanmaktadır. İşlem sırasında darlık yerinin yıllar boyunca açık şekilde kalmasını sağlayan “stent” adı verilen kafes benzeri yapılar yerleştirilmektedir.
Kalp Krizinde Acil Tedavi
Kalp krizi tanısı konulduktan sonra acil tedaviye başlanması gerekiyor. Kalp krizinde acil tedavinin iki amacı bulunmaktadır:
- Kalp krizi nedeniyle yaşam kaybını engellemek
- Kalp kasının zarar görmesini önlemek
Kalp krizi nedeniyle olan hayat kayıplarının en büyük nedeni, kalp ritim bozukluklarıdır. Hayati tehlikeye sebep olan ritim bozuklukları, kalp krizinin ilk saatlerinde daha çok görülür. Bu nedenle kalp krizi tanısı alan hastanın koroner yoğun bakım ünitesine yatışı yapılır. Burada kalp işlevleri makinelerle sürekli izleniyor ve olası bir düzensizliğe hemen müdahale edilebiliyor.
Kalp krizi tedavisinde diğer önemli amaç, tıkanan damarın açılarak kalp kasının zarar görmesini engellemektir. Eğer kalp krizinin ilk 1 saati içerisinde damar açıcı tedavi uygulanabilirse, kalp kasının zarar görmesi büyük ölçüde engellenmektedir. Bu nedenle tedavide ilk 60 dakika “altın saat” olarak adlandırılır.
Damar uzun süre tıkalı kaldığında, kalp kası kalıcı şekilde hasar görebilir ve hasta kalp krizini atlatsa bile uzun dönemde kalp yetmezliği gelişebilir. Uzun dönemli kalp yetmezliği hastanın yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Öte yandan hastanın hayati tehlikesinin devam etmesine sebep olur. Bu nedenle kalp krizine erken müdahale edilmesi önemlidir.
Kalp krizinin diğer tedavileri; sağlıklı yaşam alışkanlıkları geliştirmek ve ilaç tedavileridir. Kalp krizinin tedavisinde kullanılan ilaç grupları şu şekildedir:
ADE İnhibitörleri
ADE inhibitörleri kan basıncını düşüren ve kalp kası üzerindeki baskıyı azaltan ilaçlardır. Kalp kasının kriz sonrası zayıflamasını önlemek gibi ek faydaları da vardır.
Kan Sulandırıcı İlaçlar
Pıhtılaşma hücrelerinin birleşerek istenmeyen pıhtı oluşumunu engelleyen ilaçlardır. Ek olarak stent içinin pıhtı ile tıkanmasını da engellemeleri nedeniyle stent sonrası ez az 1 yıl süre ile kullanılmaları gerekmektedir.
Beta Blokerler
Beta bloker ilaçlar kalbin iş yükünü azaltır. Ek olarak göğüs ağrısını engellemek ve yeni bir kalp krizini önlemek amacı ile de kullanılır. Ritim bozukluğunun tedavisinde de kullanılmaktadır.
Kolesterol Düşürücü İlaçları (Statinler)
Statinler kan kolesterolünüzü düşürür veya kontrol eder. Kan kolesterol düzeyinizi düşürerek yeni bir kalp krizi veya inme atağını engelleyebilirsiniz.
Kalp ritmini kontrol eden ek ritim düzenleyici ilaçlar, kaygı düzeyinizi azaltmak için antidepresanlar veya idrar sökücü ilaçlar da verilebilir. İlaçlarınızı doktorunuzun önerdiği şekilde kullanmalı ve doktorunuz söylemedikçe tedaviyi bırakmamalısınız.
Kalp Krizinde Diğer Tedaviler
Kalp krizini tedavi etmek için koroner arter bypass grefti operasyonu da yapılabilmektedir. Koroner bypass sırasında tıkalı olan damarları açmak için tıkalı olan bölgeye kan götürmesi amaçlanır.
Sağlıklı Yaşam Alışkanlıkları Geliştirmek
En az ilaçlar ve uygulanan stent işlemleri kadar önemli bir konu da kalp krizi geçiren insanların sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemeleridir. Bu amaçla kullanılıyorsa sigaranın bırakılması, düzenli egzersiz yapılması, sağlıklı beslenme, ideal kilonun korunması, stres yönetimi önerilmektedir. Bu yaşam tarzı değişiklikleri kalp krizinin tekrarlamasını önlemede hayati önem taşır.
Kalp Krizi Anında Ne Yapılmalı?
Ani kalp damarı tıkanmasına bağlı olarak ortaya çıkan kalp krizinde en önemli nokta, kalp ağrısı gibi belirtiler ortaya çıkar çıkmaz kişinin tam donanımlı bir hastaneye başvurması ve sağlık yardımı alması zaruridir. Zira kalp krizine bağlı ölümlerin ortalama yarısı kalp krizi başladıktan sonraki ilk saat içinde ortaya çıkar. Nitekim kalp krizinde ilk yardıma kadar erken başlanırsa, tıkanan damarı açıcı tedavi yöntemleri de en kısa sürede uygulanabilir ve kalbin hasar görmesinin önüne geçilmiş olur. Hastaya hastanede müdahalede önemli olan hızlı tanı konulması ve müdahalenin uygun bir şekilde yapılmasıdır.
Eğer kalp krizi esnasında yalnızsa;
- Kalp krizi geçirdiği esnada kişinin tıkalı olan damarını açabilmek için yapacağı bir manevra yoktur.
- Öncelikle ağrı başladığı anda hasta telefonla yakınlarını arayarak durumu haber vermelidir.
- Bulunulan yerin kapısını aralık bırakılmalıdır. Böylece, yardıma gelecek olan kişinin işi kolaylaşmış olur.
- Kuvvetli öksürük geçici olarak kan akımını artırabilir. Yeni başlamış bir pıhtıyı yerinden sökme ihtimali çok düşük olsa da kişi burun deliklerini kapatarak kuvvetli biçimde öksürmelidir.
- Evde aspirin varsa, bir bardak su ile alınmalıdır.
- Bunun dışında kesinlikle bir şey yiyip içilmemelidir.
- Pencere açılarak odaya oksijen girmesi sağlanmalıdır.
- Yardım gelmesi, yatarak ya da oturarak beklenmelidir. Kesinlikle ayakta olunmamalıdır. Zira kalp krizi ile hastaneye gelen bir hastanın bir travma sorunu olmaması gerekir. Eğer kişi düşerek başını çarpmışsa, kalp krizi ile ilgili yapılacak tedaviler, başa alınan darbe nedeniyle yapılamayabilir.
- Ağrıyı azaltmak için egzersiz yapılmamalıdır.
- Soğuk ya da sıcak suyun altına kesinlikle girilmemelidir. Özellikle soğuk su böyle durumlarda çok tehlikelidir. Çünkü kalp damarlarını büzer ve tıkalı olmayan damarların da daralmasına neden olabilir.
Bir kişi yanı başınızda kalp krizi geçiriyorsa;
- Sağlık deneyiminiz yoksa kalp krizi geçiren birine müdahale etmeyin, başka hastalara veya kendinize ait kalp ilaçlarını vermeyin.
- Hemen ambulans yardımı isteyerek hastayı en yakın tam donanımlı bir hastaneye ulaştırın.
- Bu esnada, kalp krizi geçiren kişiyi uygun bir yere yatırın.
- Ayaklarını kalp seviyesinin üzerine kaldırarak, kalbe daha çok kan akışının olmasını sağlamaya çalışın.
- Üzerindeki sıkı olan kıyafetleri gevşetmek, kravatı çözmek gibi yardımlarda bulunun.
- Önemli olan, hastayı tetkik ve tedavilerinin, yerinde ve uygun şekilde yapılabileceği bir hastaneye ulaştırmanızdır.